Türkiye, Osmanlı coğrafyasına teknoloji transfer etse neleri transfer ederdi; sonuç ne olurdu? Türkiye bilişim teknolojilerinin neresinde gibi soruların cevabını vermek kolay değil. Çünkü Türkiye gençliği neler yapıyor, bu konuların detaylarına kadar inilmesi gerekiyor. Geleceği bilişim yönlendirecekse bilişimdeki yol haritamızı çizmemiz gerekiyor. ‘Başkaları yapsın, biz kullanırız’a devam mı edeceğiz” buna karar vermemiz lazım.
Genel olarak baktığımızda Türkiye, lüks tüketim ülkesi özelliği gösteriyor. Ancak bu işin mutfağında olma şansımız kalmayacak gibi görünüyor.
Google, hotmail, facebook, windows, linux, Oracle, hp buna benzer markaları zamanında ortaya çıkartıldı. Biz ise seyrettik. Maalesef her zaman servis alan, tüketici ve yönlendirilen olmak zorunda kalacağız.

Daha düne kadar google diye bilişimde bir marka yok iken, bugün dünyada olmazsa olmaz, hayatın bir parçası haline geldi. Hiç düşündünüz mü google gibi bir markayı Türkiye yapmış olsa idi. Bu gün nerede olurduk. Artık gerçekleri görmenin vakti geldi. Bunun için ilk adımı atmak zorundayız. Bilişimin etkinliği geleceğe yön verecek ise, liderliğimizi, yapabilirliğimizi yön verenlerin içinde olarak harekete geçmeliyiz.

Kısa zamanda dünya liderliğine oynamak için bilişime yatırım yapılmalı. Bilişim hizmet sektörü oluşturulmalıyız. Facebook, msn, gtalk, google, hotmail, gmail ….vb ürünlerin insan ilişkileri konusunda topladıkları istihbarat bilgilerini yorumlamak gerekiyor. Dünyada insanların hayat yaşam profilleri, iş ilişki profilleri, sosyal ilişki profilleri nereye gidiyor.
Artık, çoğu vatandaşda, notebook, netbook, ipad, gelişmiş cep telefonu mevcut. Bilişim böyle bir şey.
Bilişim cihazları zaaf ortamlarımızı oluşturuyor. O sebeple kullanmamak gerekir dersek; bir daha bu gemiye binme şansımız kalmaz. Bizim hızlı düşünüp hızlı karar verip, bir adım önde olacakları düşünüp, yapılanmalara geçmemiz gerekiyor. Bir adım değil, 3 adım öncesinin bilişimde olacaklarına hedefleyerek planları ona göre yapmalı. Bilişimde etkinleşmek için sektörleri tek tek ele almak gerekiyor. Özellikle de devletin bilişimde etkinleşmesinin önü açılmalı.

Ben diyorum ki; büyük denize açılalım, hedefimiz büyük olsun. Şimdiden hedef koyalım. Bilişim bakanımız olsun, kurum ve özel sektör işbirliği ile, komşu ülkelere teknoloji transferine kalkabilirsek biz bu konuda başarılı olabiliriz. 100 üzerinde ülkede Türkiye’nin başardığı teknoloji projelerini yaygınlaştırmak adına dünyada marka yapmak adına harekete geçmeliyiz. Yoksa birileri kendi markası yapacaktır. Türkiye’nin e-devlet başarısı ortada. TİB’in verdiği hizmetler, Uyap, Mernis, e-imza gibi teknoloji yoğun birçok sistemimiz mevcut. Önce yapamayız önyargısını kenara atıp, farklı olduğumuzu, özel olduğumuzu düşünerek yapabileceğimize inanmak, desteklemek gerekir. Tüm başarılar inanmaktan ve hayallerden geçmekte…

Fatih Ayhan HAKTANIR / CEO

22.1.2010

Kaynak : Bürokrat haber